Sanal Gerçeklik - VR

Sanal gerçeklik, hayallerimiz, rüyalarımız kısaca soyut düşüncelerimizin bilgisayarlar aracılığıyla görselleştirilmesi, taklit edilmesi, teknolojik cihazlar aracılığıyla insanlar üzerinde gerçek hayatın simüle edilmesidir. Bu simülasyondaki başarı kişinin sanal gerçeklik ortamına ne kadar adapte olduğuna bağlıdır. Bu adaptasyonu sağlamak için kask gibi gözüken dış dünya ile iletişimi tamamen kesen gözlük başta olmak üzere bilgisayardaki simülasyona paralel çalışan hareket sensörleri gibi bilgisayar ile etkileşime geçerek gördüğümüz sanal gerçeklik ortamına adaptasyonu arttıran cihazlar kullanırız.

Sanal gerçeklik gözlüğü piyasasının lideri olan Oculus Rift’ in Facebook’ a 2 Milyar dolara satılmasından sonra Facebook CEO'su Mark Zuckerberg’in yaptığı açıklamasından da anlaşılacağı gibi gelecekte mobil cihazlarımızın yanına sanal gerçeklik gözlüğünü de ekleyeceğimiz aşikar.

Mark Zuckerberg açıklamasında "Bugünün platformu mobil olabilir, ancak biz yarının platformlarına da hazırlanıyoruz. Oculus gelmiş geçmiş en büyük sosyal platformu yaratma şansını bize sunuyor, böylelikle çalışma, eğlenme ve iletişim yöntemlerimizde köklü değişiklikler yapabileceğiz" demişti.

Öğrenciler eğitimde Google Expeditions ve Art&Culture uygulamaları adı altında “gözlüğünü kendin yap dersi yerinde inceleyelim” gibi sanal gerçeklik aktivitelerini kullanmaya başladılar bile.

Örneğin bu uygulama ile öğrenciler sindirim sistemi konusunu geleneksel ve çağdaş yöntemlerle öğrendikten sonra sanal gerçeklik gözlüğü ile yine öğretmen anlatımıyla ama bu sefer sindirim sisteminin içinde dolaşarak eğlenceli ve akılda kalıcı şekilde öğrenme fırsatı yakalayabilirler.

Tıp öğrencileri gerçek hayatta yıllar süren hassas cerrahi ameliyat deneyimlerini, ordular askeri simülasyonlarını maliyetli tatbikatlar yerine yine sanal gerçeklik ortamlarına taşıdılar. Psikologlar terapi yöntemi olarak sanal gerçeklik ortamlarını kullanmaya başladılar.

Sanal gerçeklik sadece gözlük ile anlatılamayacak kadar geniş bir kavramdır. Felsefesi rüya üzerine kurulu olan “Inception” filminde bilgisayar ortamında hazırladığımız sanal kurgunun yerini bilinçaltı mimarları, sanal gerçekliği yansıtan gözlüğün yerini de rüya ortamı almıştı, filmin kahramanı Dom Cobb kurumsal bilinçaltı hırsızıydı ve kurguladığı sanal gerçekliği kişinin rüyasına girip aşılamaya çalışıyordu. Kendisi de gerçek dünyada mı yoksa sanal gerçeklik kurgusunun içinde mi olduğunu anlamak için topaç kullanıyordu, topaç sürekli dönüyorsa sanal gerçeklik içinde, yalpalayıp düşüyorsa gerçek dünyada olduğunu anlıyordu.

Sanal gerçeklik eğitimde, sanayide, sağlıkta vb. sektörlerde büyük faydalar sağlayacak. Ancak reklamcıların algı yönetimlerine maruz kaldığımızda, müteahhitlerin gerçekte var olmayan evleri maketler üzerinden bize satmaya kalkıştıklarında ya da gerçekte var olmayan parayı kredi kartıyla harcadığımızda, biz de sanal gerçeklik kurgusunun içinde olduğumuzu anlamak için topaç kullanmalıyız.

    0